İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Seyyid Abbas Araghchi: BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e, BM Güvenlik Konseyi Başkanı ve üyelerine ve Avrupa Birliği Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas'a hitaben yazdığım mektupta, üç Avrupa ülkesinin Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP - JCPOA) ve 2231 sayılı Güvenlik Konseyi Kararı (2015 yılında kabul edilmiştir) mekanizmalarını işletme konusunda hiçbir hukuki, siyasi veya ahlaki meşruiyete sahip olmadığının gerekçelerini açıkladım. Üç Avrupa ülkesi (E3), (İsrail rejimi ve ABD tarafından son zamanlarda gerçekleştirilen yasadışı ve haksız askeri saldırganlığa siyasi ve maddi destek vermeleri; KOEP’in temel ilkelerini ihlal etmeleri ve uzun süredir sürdürdükleri taahhütlerine uymama tutumları dahil olmak üzere) eylemleri ve açıklamaları nedeniyle KOEP'deki "katılımcı" statülerini fiilen kaybetmişlerdir. Dolayısıyla, yürürlükten kaldırılmış Güvenlik Konseyi kararlarını yeniden canlandırmaya yönelik her türlü girişimleri geçersiz ve hukuken hükümsüzdür. ABD'nin KOEP'ten tek taraflı olarak çekilmesine karşılık İran, önce anlaşmada yer alan tüm uyuşmazlıkların çözüm mekanizmalarını tam olarak kullanmış, ardından KOEP’in 36. maddesi uyarınca telafi edici tedbirleri kademeli olarak uygulamaya koymuştur. İran, anlaşmanın geri kalan üyelerini taahhütlerine geri dönmeye ikna etmek için yoğun çaba sarf etmiştir. Ancak üç Avrupa ülkesi (E3) taahhütlerini yerine getirmemekle kalmamış, aynı zamanda ABD'nin sözde "maksimum baskı" politikasının uygulanmasına aktif olarak katılmış ve son dönemde halkımıza karşı askeri saldırganlıkta rol oynamıştır. Böyle bir geçmişe sahip olan aktörlerin asla "iyi niyetli" olduklarını iddia etmeleri mümkün değildir. Üç Avrupa ülkesinin, kendilerinin bile uymadığı bir kararı istismar ederek BM Güvenlik Konseyi'nin güvenilirliğini sorgulamasına izin verilemez ve verilmemelidir. Onlar ABD'ye 20 Ağustos 2020 tarihli mektuplarında verdikleri " Güvenlik Konseyi'ndeki ayrışmaları derinleştirecek veya işleyişine ciddi olumsuz etkide bulunacak her türlü eylemden kaçınılmalı” şeklindeki tavsiyeye kendileri de uymalıdır.  Mektubumda da vurguladığım gibi, "İran, evham kaynaklı her türlü [barbarca saldırganlığa veya onların deyimiyle] 'kirli işe' karşı koyabileceğini göstermiştir, ancak her zaman iyi niyete dayalı anlamlı bir diplomasiye yanıt vermeye de hazır olmuştur